Bu efsanede İstanbul'un fethi sırasında her sabah horoz gibi öterek
sabah namazına kaldıran ve bu yüzden kendisine Horoz Baba denilen bir
adamdan bahsediliyor . Ayrıca bu kutlu adam Fatih'le birlikte sura
girmiş ve kılıcını kullana kullana şu anki mezarının olduğu yere kadar
gelip şehit olmuş.
Etkiledi beni açıkçası, böyle imanlı,inançlı inançlı insanların yaşadığını öğrenmek bile insana gurur veriyor :)
9 Ocak 2016 Cumartesi
#21 Derya Ali Baba
Bu efsanede İstanbul'un fethi için ordunun su ihtiyacını kendine göre
planlamış bir adamdan bahsediliyor. Bu adam orduya fazla su vermiyor
çünkü onların hasta olabileceğini söylüyor. Daha sonra ise sırtındaki
kırbayı yere atıyor ve attığı yerden su fışkırmaya başlıyor sonra ise
adam Derya Ali Baba adını alıyor.
-Burada İstanbul'un fethinde olağanüstülerin olduğunu bir kez daha görmüş oldum ama bunun gerçeğe yakınlığı hakkında şüphelerim var. Olağanüstüler derken Akşemsettin bir ermiş olduğu için, Fatih Sultan Mehmed Han'a yardımı çok olmuştur. Bu anlamda olağanüstülükten bahsediyorum, diğerleri Allah'ın işi onu bilemem :))
-Burada İstanbul'un fethinde olağanüstülerin olduğunu bir kez daha görmüş oldum ama bunun gerçeğe yakınlığı hakkında şüphelerim var. Olağanüstüler derken Akşemsettin bir ermiş olduğu için, Fatih Sultan Mehmed Han'a yardımı çok olmuştur. Bu anlamda olağanüstülükten bahsediyorum, diğerleri Allah'ın işi onu bilemem :))
#20 Açık Unutulan Kapı Kerkoporta
Efsanede Bizansta ahşap bir kapı olan Kerkoporta'nın açık unutulması üzerine Türkler'in İstanbul'u fethettiğini söylenmiş.
-Bizans kafası işte :) Başka ne denilebilir. Başka bir kulba uydurmak için neler uyduruyorlar neler.
-Bizans kafası işte :) Başka ne denilebilir. Başka bir kulba uydurmak için neler uyduruyorlar neler.
#19 Şu Küçük Çelebi Hele Bir Büyüsün de...
Fatih daha 2 yaşındayken
Sultan Murad Hacı Bayram'a İstanbul'u fethedip edemeyeceğini sormuş.
Bunun üzerine Hacı Bayram, İstanbul'un fethinin Murad'a nasip
olmayacağını söylemiş. "Şu küçük Çelebi, hele büyüsün de seninle o zaman
konuşuruz!..." demiş.
-Hahahahhahah gerçekten en güldüğüm buydu :)) Gülmeyi bir kenara bıraktım da atalarımızın ilerigörüşlülüğü burada da ön plana çıkıyor..
-Hahahahhahah gerçekten en güldüğüm buydu :)) Gülmeyi bir kenara bıraktım da atalarımızın ilerigörüşlülüğü burada da ön plana çıkıyor..
#18 Eğri Minare
Efsaneye göre Süleymaniye Camii yapılırken birkaç çocuk aralarında cami
hakkında konuşurken caminin mimarı Mimar Sinan onlara kulak misafiri
olur. İçlerinden bir çocuk "Baksanıza, caminin minaresi eğri olmuş" der.
Mimar ise ona "Hakkın var, minare biraz eğri olmuş" der ve hemen bir
urgan buldurup minareyi düzeltiyormuş gibi işçilere çektirir. Olayı hayretle
izleyen ve soran kalfalara ise, "Eğer minareyi düzeltiyor gibi
yapmasaydım bu çocuk başkalarının da aklını çelecekti ve minarenin eğri
olduğu zannedilecekti." der.
Kanuni zamanında sanatçılığı,mirmarlığı üst zirveye çıkaran Mimar Sinan ustalığını,zekasını burada da belli etmiş :)
Kanuni zamanında sanatçılığı,mirmarlığı üst zirveye çıkaran Mimar Sinan ustalığını,zekasını burada da belli etmiş :)
#17 Şeyh Vefa Hazretleri ve Paskalya Günü
Hristiyanlar Paskalya Gününün ne zaman olacağı hakkında görüş ayrılığına
düşerler. Bir karar alamayan Hristiyanlar, Şeyh Vefa Hazretlerine
gitmeye karar verirler. Şeyh Vefa Hazretlerinin huzuruna çıkarlar. Şeyh
Vefa Hazretleri onlara "Mart ayına giren Arabi ayının on beşinden
sonraki pazar günü bayramınızdır" der. Bundan Sonra paskalya gününü Vefa
Hazretleri'nin dediği gün kutlamaya başlarlar.
-Hiç bir fikrim yok desem :)
-Hiç bir fikrim yok desem :)
#16 Fatih'in Sınavı
Fatih İstanbul'u fethettikten sonra kendi adına cami ve
etrafına medreseler yaptırır. Daha sonra bu medreselerden
birinde kendisine mahsus bir oda ayrılmasını ister. Ulema ona " Siz
padişahsınız! Ne talebesiniz ne de hacegan. O halde medresede bir odaya
sahip olamazsınız" der. Fatih buna kızmaz, onlara " Odaya sahip olmak
için ne yapmak lazım" diye sorar. Onlar ise "İmtihan olmak gerek" derler
ve Fatih'i birçok konudan imtihana sokarlar. Ancak Fatih bunların
hepsini geçer ve medresesinden bir odaya sahip olur.
Atamız diye demiyorum çok inatçıdır. :) Onun gibi asil,mütevazı birisi olmak için nelerimi vermezdim :)
Atamız diye demiyorum çok inatçıdır. :) Onun gibi asil,mütevazı birisi olmak için nelerimi vermezdim :)
#15 Bulgar Kilisesi'nin Yapılışı
Osmanlı'nın son dönemlerinde Rum-Ortodoks Kilisesi'ne bağlı kalmak
istemeyen Bulgarlar bir kilise yapmak için Padişahtan izin isterler.
Abdülaziz onlara devlet kanunnamesine karşı oldukları gerekçesi ile izin
vermez. Ancak daha sonra ısrarları üzerine bir şart ile izin verir.
Bulgarlar kiliseyi 3 hafta içerisinde yapmak zorundadırlar. Bunun
üzerine Bulgarlar Avrupa'dan bir kilise getirirler. Balat'a inşa ederler.
Olağanüstülükten uzak, gerçekliğe yakın bir efsane diye tabir edebilirim :)
Olağanüstülükten uzak, gerçekliğe yakın bir efsane diye tabir edebilirim :)
#14 Yılanlı Yalı
II. Mahmut bir gün bakanları ile beraber boğazda gezintiye çıkar. Bebek
sahilinden geçerken oradaki bir yalıyı çok beğenir. O yalı ise o sırada
yanında bulunan Reisülküttab Mustafa Efendi'ye aittir. Ancak Mustafa
Efendi yalıyı vermek istemediği için o anda aklından bir plan kurar ve
padişaha yalının yılanlarla dolu ve yaşanması güç olan bir yer olduğunu
söyler ve padişahı vazgeçirir. O günden sonra yalı, "Yılanlı Yalı"
olarak anılır.
İnansam mı inanmasam mı? dediğim bir efsane.:)
İnansam mı inanmasam mı? dediğim bir efsane.:)
#13 Hızır'ın Ayasofya'yı Kıbleye Çevirmesi
Fatih, İstanbul'u fethettikten sonra Ayasofya'yı kıbleye çevirmek için Ayasofya'ya gider. Tam içeri
girecekken Hızır A.s'ın "Dilek Sütununa" parmağını sokarak
Ayasofya'yı kıbleye çevirdiğini görmüş. Bu sırada olayın farkına varan
Hızır görünmemek için hızla saklanmış. Bu yüzden tam kıbleye
çevirememiş. Ayasofya'nın kıblesindeki sapma payı bundan olduğu anlatılıyor bu efsanede.
Mucize kelimesinin tam anlamıyla karşılığı bir olay. İnanması güç :)
Mucize kelimesinin tam anlamıyla karşılığı bir olay. İnanması güç :)
#12 Üsküdar
Üsküdar'ın bilinen ilk ismi Hrisopolis'tir. Hrisopolis ''altın şehir'' manasına gelmektedir. Güneşin batarken bu semte verdiği sarı renkten dolayı buraya ''altın şehir'' dendiği de rivayetler arasında.
Bir diğeri Evliya Çelebi'nin ''Kadıköy semti kurulduktan sonra Üsküdar'ın semtlerinin Kadıköy'ün evlerine nazaran 'eski' ve 'dar' kaldı. Bu semte 'Eskidar' dendi zamanla bu isim 'Üsküdar'a dönüştü'' der.
Gerçek sayabileceğimiz bir efsane daha. Meraklarımı giderdiği için mutluyum aslında. Her ağızdan bir laf çıkıyor sonuçta, kime inanacağın belli değil :)
Bir diğeri Evliya Çelebi'nin ''Kadıköy semti kurulduktan sonra Üsküdar'ın semtlerinin Kadıköy'ün evlerine nazaran 'eski' ve 'dar' kaldı. Bu semte 'Eskidar' dendi zamanla bu isim 'Üsküdar'a dönüştü'' der.
Gerçek sayabileceğimiz bir efsane daha. Meraklarımı giderdiği için mutluyum aslında. Her ağızdan bir laf çıkıyor sonuçta, kime inanacağın belli değil :)
#11 Kandilli
1632 yılında Revan Fethi'nden dönen IV.Murad, bugün Kandilli olarak anılan Üsküdar'ın kuzeyinde de yedi gün yedi gece kandil yakılarak şenlik yapılmasını ferman etmiş. IV.Murad döneminde yapılan bu efsanevi şenlik semte Kandilli adını yadigar bırakmıştır.
Halk etimolojisinin en güzel örneklerinden birisi olarak söyleyebilirim. Benim tabirimde 10 numara 5 yıldız :)
Halk etimolojisinin en güzel örneklerinden birisi olarak söyleyebilirim. Benim tabirimde 10 numara 5 yıldız :)
#10 Beşiktaş
Bu semt hakkında muhtelif rivayetler vardır:
Bunlardan biri Bizans'tan kalma sütunların üzerinde beşik resimleri görülmesidir. Fetihten sonra bu taşlara 'Beşikli Taş' denmiş. Söylene söylene ''Beşiktaş''a dönüşmüştür.
Bir diğeri ise Hz.İsa'nın içinde bulunduğu taş beşiğin semtteki kiliseye bırakılmasıdır. Semte 'Taş Beşik' denmiş. Semtin adı zamanla ''Beşiktaş''a dönüşmüş.
Efsane gerçekliğe yakın bir anlatıma sahip. Mecazda bulunsa da gözümde büyüyen mübalağalar yoktu. İçime sinen bir efsane olduğunu söyleyebilirim. :)
Bunlardan biri Bizans'tan kalma sütunların üzerinde beşik resimleri görülmesidir. Fetihten sonra bu taşlara 'Beşikli Taş' denmiş. Söylene söylene ''Beşiktaş''a dönüşmüştür.
Bir diğeri ise Hz.İsa'nın içinde bulunduğu taş beşiğin semtteki kiliseye bırakılmasıdır. Semte 'Taş Beşik' denmiş. Semtin adı zamanla ''Beşiktaş''a dönüşmüş.
Efsane gerçekliğe yakın bir anlatıma sahip. Mecazda bulunsa da gözümde büyüyen mübalağalar yoktu. İçime sinen bir efsane olduğunu söyleyebilirim. :)
#9 Kıztaşı
Bugün Fatih'te bulunan Kıztaşı'nın adının nerden geldiğini merak edenler için güzel bir efsane :) Bir diğer adıyla İmparator Markianos sütunu. ( Bizans İmparatoru adına 455 dikilmiştir.)
Efsanede dikili olan taşın altından geçen kızların ailesinden,kocasından habersiz erkeklerle yasak ilişkiler kurmuşlarsa, günah işlemişlerse bu taş eğilip günahkarları belli edermiş. Bu yüzden adı Kıztaşı olmuştur.
Bir batıl inancın üzerine kurulu olan bir efsane daha. Kıztaşı'nın altında yaşanan olaylar, bir takım günahkarlar yüzünden Kıztaşı böyle anılıyor olabilir. Benim kanım bundan yana :)
Efsanede dikili olan taşın altından geçen kızların ailesinden,kocasından habersiz erkeklerle yasak ilişkiler kurmuşlarsa, günah işlemişlerse bu taş eğilip günahkarları belli edermiş. Bu yüzden adı Kıztaşı olmuştur.
Bir batıl inancın üzerine kurulu olan bir efsane daha. Kıztaşı'nın altında yaşanan olaylar, bir takım günahkarlar yüzünden Kıztaşı böyle anılıyor olabilir. Benim kanım bundan yana :)
#8 Çatladıkapı'daki Tılsımlı Sütun
Çatladıkapı'da imparator sarayının yanında dört köşeli bir tsütun varmış. Ne zaman Akdeniz tarafından düşman gelirse bu dev heykelden ateşler çıkıp bütün gemileri yakarmış. Böylece İstanbul tehlikeden kurtulurmuş.
-Hiç güleceğim yoktu :)
-Hiç güleceğim yoktu :)
#7 Madyan Oğlu Yanko Zamanında Yapılan Tılsımlı Sütun
Atmeydanı'nda bulunan Madyan oğlu Yanko zamanında hünerli bir kahinin yapmış olduğu bilindiği bir sütun varmış. Bu tılsımlı sütun kıyamete kadar İstanbul'da neler yaşanacağını bildirmekteymiş.
Bu tılsım kıyamete kadar İstanbul'da neler yaşanacağını belirtmekteymiş. Sütunun hareketine göre kıyamete gelene kadar İstanbul'daki olacak şeyler bilinirmiş.
-Aşırı saçma, gelecekten haber alınması ve cansız bir maddenin hareket göstermesi efsanenin gerçeklikle yakından uzaktan alakası olmadığını gösteriyor.
Bu tılsım kıyamete kadar İstanbul'da neler yaşanacağını belirtmekteymiş. Sütunun hareketine göre kıyamete gelene kadar İstanbul'daki olacak şeyler bilinirmiş.
-Aşırı saçma, gelecekten haber alınması ve cansız bir maddenin hareket göstermesi efsanenin gerçeklikle yakından uzaktan alakası olmadığını gösteriyor.
#6 Ayasofya'nın Güneyindeki Tılsımlı Sütunlar
Ayasofya'nın güneyinde mermer sütunlar üzerine, Cebrail,Azrail,Mikail,İsrafil adlı meleklerin heykelleri yapılmış. (Doğu,batı,kuzey,güney olarak)
Her birinin bir alameti varmış. Bir suret olarak insanlığa kötü ve iyilik olarak yansırmış. Bu suretler Hz. Muhammed dünyaya geldiğinde yıkılmış. Bu tılsımlı mermer sütunların Ayasofya tarafında olduğu öne sürülüyormuş.
Bence etkileyici bir efsane. Alametler çok saçma olsa da Hz.Muhammed'in doğmasıyla kötülüklerin bittiği vurgulandığı için beni etkilediğini söyleyebilirim..
Her birinin bir alameti varmış. Bir suret olarak insanlığa kötü ve iyilik olarak yansırmış. Bu suretler Hz. Muhammed dünyaya geldiğinde yıkılmış. Bu tılsımlı mermer sütunların Ayasofya tarafında olduğu öne sürülüyormuş.
Bence etkileyici bir efsane. Alametler çok saçma olsa da Hz.Muhammed'in doğmasıyla kötülüklerin bittiği vurgulandığı için beni etkilediğini söyleyebilirim..
#5 Aristatalis'in Altımermer'de Yaptığı Tılsımlı Sütun
Altımermer'de Aristatalis tarafında bir heykel yapıldığı, bu heykel üzerinde birbirlerine sarılmış genç ve güzel bir çift varmış.
Ne zaman bir karıkoca birbirlerine darılırsa bu heykele gelip barışırlarmış. Bu yüzden Aristatalis'in ruhu şad olurmuş.
Hoşuma giden bir efsaneydi bu. Bir batıl inanç üzerine kurulmuş bu efsaneyi sevdiğimi söyleyebilirim. Çok da saçma değil :)
Ne zaman bir karıkoca birbirlerine darılırsa bu heykele gelip barışırlarmış. Bu yüzden Aristatalis'in ruhu şad olurmuş.
Hoşuma giden bir efsaneydi bu. Bir batıl inanç üzerine kurulmuş bu efsaneyi sevdiğimi söyleyebilirim. Çok da saçma değil :)
#4 Yeni Roma'nın İnşası
Konstantin, tarihi bir yarımadada yeni bir Roma inşa ettirmiş ve imparatorluğunun yeni başkentine bütün asil Romalıların yerleşmesini arzu etmiş. Senatörleri ise İran'a göndermiş.
Fakat senatörler çocuklarını özledikleri için Konstantin'e sitem etmişler. Konstantin ise ''Üzülmeyin, bir an önce çocuklarınıza kavuşacaksınız'' demiş.
Sonrasında hakikaten de çoluk çocuklarına kavuşmuşlar. Aynı mahallede aynı ev, bahçede eşlerine çocuklarına kavuştukları zaman hayrete düşmüşler. Bundan sonra da Yeni Roma'da yaşamışlar.
Bu efsane pek hoşuma gitmedi, farklı bir duygu uyandırcak bir tarzda efsane olduğunu düşünmüyorum.
Fakat senatörler çocuklarını özledikleri için Konstantin'e sitem etmişler. Konstantin ise ''Üzülmeyin, bir an önce çocuklarınıza kavuşacaksınız'' demiş.
Sonrasında hakikaten de çoluk çocuklarına kavuşmuşlar. Aynı mahallede aynı ev, bahçede eşlerine çocuklarına kavuştukları zaman hayrete düşmüşler. Bundan sonra da Yeni Roma'da yaşamışlar.
Bu efsane pek hoşuma gitmedi, farklı bir duygu uyandırcak bir tarzda efsane olduğunu düşünmüyorum.
#3 Meleklerin İnşa Ettiği Surlar
Rumların, İstanbul surlarının meleklerin yağtığına inandığı bir efsane çıkıyor karşımıza :)
Bu efsanede Aziz Konstantin'e Tanrı'nın meleğinin görünmesi ve İstanbula yerleşmesini söylendiği anlatılıyor. Tanrı'nın elinin surlar inşa ettiği de ön planda. Denize kadar inşa edilen surların Tanrı'nın yaptığına inanılıyor.
Ayrıca Rumlara göre Aziz Konstantin'in tacının Tanrı tarafından melek aracılığıyla geldiği bilindiği için, imparator saygıdeğer ve yüksek yaratılışlı bir imparator olduğu biliniyor.
Bu efsanede kendi atalarını yücelttikçe yüceltmişler. Çok saçma diyebiliriz. Fakat yine de yaratıcı olmuş :)
Bu efsanede Aziz Konstantin'e Tanrı'nın meleğinin görünmesi ve İstanbula yerleşmesini söylendiği anlatılıyor. Tanrı'nın elinin surlar inşa ettiği de ön planda. Denize kadar inşa edilen surların Tanrı'nın yaptığına inanılıyor.
Ayrıca Rumlara göre Aziz Konstantin'in tacının Tanrı tarafından melek aracılığıyla geldiği bilindiği için, imparator saygıdeğer ve yüksek yaratılışlı bir imparator olduğu biliniyor.
Bu efsanede kendi atalarını yücelttikçe yüceltmişler. Çok saçma diyebiliriz. Fakat yine de yaratıcı olmuş :)
#2 Perilerin Şehri
İnsanoğlundan önce yaşayan cinler olduğu varsayılıyor bu efsanede. Onlar da insan gibi yaşarlarmış. Düğünler yapıp, eğlenceler düzenlerlermiş. Bir cin diğer cine aşık olmuş. Kızın babası kızın vermeden önce oğlana : ''Dünyanın en güzel yerinde saray yaptırmasını söylemiş''. Oğlan da gidip İstanbula saray yaptırmış. Babası çok beğenince kızını oğlana vermiş.
Efsanede, İstanbul'un ''dünyanın en güzel yeri'' olduğu vurgulanıyor.
Efsane ne kadar saçma olsa da dilden dile dolaşıldığı için içine cinler de girmiş periler de. Belki de insanoğlunun ilk zamanları böyle bir olay yaşanmıştır. Ben öyle sanıyorum :)
Efsanede, İstanbul'un ''dünyanın en güzel yeri'' olduğu vurgulanıyor.
Efsane ne kadar saçma olsa da dilden dile dolaşıldığı için içine cinler de girmiş periler de. Belki de insanoğlunun ilk zamanları böyle bir olay yaşanmıştır. Ben öyle sanıyorum :)
#1 Kitap Hakkında
Öncelikle kitabı okumaya vesil eden hocalarımıza teşekkür ediyorum. İçinde çeşitli İstanbul Efsaneleri olduğu için yaşadığım şehir üzerinde neler olmuş, -kim hangi söylevlerde bulunmuş- merak ettiğim için bu kitabı okuma hevesim var.
İçinden çeşitli efsaneleri seçip size efsanelerin konusunu anlatıp o efsanelerle ilgili düşüncelerimi söyleyeceğim. Açıkçası ben de merak etmiyor değilim. Fikirlerimin daha çok efsanelerin saçma olduğuna karar vereceğini tahmin ediyorum. Bakalım beni yanıltacak efsaneler, -gerçeğe yakın efsaneler- olacak mı?
Bunu okuyunca göreceğim. Hadi bana kolay gelsin :)
İçinden çeşitli efsaneleri seçip size efsanelerin konusunu anlatıp o efsanelerle ilgili düşüncelerimi söyleyeceğim. Açıkçası ben de merak etmiyor değilim. Fikirlerimin daha çok efsanelerin saçma olduğuna karar vereceğini tahmin ediyorum. Bakalım beni yanıltacak efsaneler, -gerçeğe yakın efsaneler- olacak mı?
Bunu okuyunca göreceğim. Hadi bana kolay gelsin :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)